Dünyada 18. yüzyıla kadar toprak ve bitkilerin besin ihtiyacı sadece hayvan gübreleri ile karşılanmaya çalışılıyordu. Ancak 1840 yılında Alman kimyacı Justos von Liebig’in potasyum, fosfor ve azotun bitkilerin gelişimi üzerindeki olumlu etkisini tespit etmesi ve bu bilgi ışığında kimyevi gübreyi icat etmesi, tarımda yeni bir dönem açtı. Günümüzde gübre sanayisinin babası kabul edilen Liebig’in çalışmalarını başka bilim insanlarının buluşları izledi. Örneğin İngiliz araştırmacı John B. Lawes, 1843 yılında kemik ile asidi işleme tabi tutarak süper fosfat adını verdiği kimyasal gübrenin üretimini keşfetti. Bundan 10 yıl sonra İngiltere, Avusturya ve ABD’de fabrikasyon olarak süper fosfat üretimine başlandı. Süper fosfat, uzun bir süre dünyada başlıca fosforlu gübre kaynağı oldu.
Fosforlu gübrelere paralel olarak potasyum endüstrisinde yaşanan gelişmelerle potasyum klorür ve potasyum sülfat gibi maddeler de 19. yüzyıldan itibaren gübre olarak tarımda kullanılmaya başladı. Bitki besin maddeleri arasında fosfor ve potasyum kadar önemli olan azotun yaygınlaşması ise atmosferdeki azot ile hidrojenin tepkimesi sonucu amonyak üretiminin keşfedilmesi ile mümkün oldu. İlk amonyak sentezleme ünitesi 1911 yılında Almanya’da açıldı. Sentetik amonyak üretimine ise 1921 yılında ABD’de başlandı. Bu tarihler itibariyle fosfor ve potasyumlu gübre endüstrilerinin oldukça gerisinde kalan azotlu gübre sanayii, özellikle II. Dünya Savaşı sırasında ABD’de askeri amaçla yüksek miktarlarda üretilen katı amonyum nitrat nedeniyle savaştan sonra hızlı bir gelişme gösterdi.
Sentetik azotlu gübrelerden bir başkası olan üre ise ilk kez 1920 yılında Almanya’da amonyum karbamattan sentetik olarak üretildi. Ürenin gübre olarak kullanılmasına ABD’de 1935 yılında başlandı. II. Dünya Savaşı’ndan sonra üre üretiminde de çok hızlı bir gelişme yaşandı ve azotlu gübreler arasında üre önemli bir yer aldı.
TÜRKİYE’DE GÜBRE FABRİKALARININ GELİŞİMİ
Türkiye’de ilk gübre fabrikaları kamu sektörü öncülüğünde kuruldu. İlk kimyasal gübre üretimi, 1939 yılında Türkiye Demir Çelik İşletmeleri’nin Karabük’te kurulu I. Kok Fabrikası’nda bir yan ürün olarak amonyum sülfat üretilmesiyle başladı. Sektör, hak ettiği ilgiye ancak 1960’lı yıllarda planlı kalkınma dönemi ile birlikte kavuştu. Gübre üretimini “ilkel tarımdan modern tarıma geçişin ilk basamağı” olarak değerlendiren yönetim, planlı dönemde hem üretim hem de tüketim bakımından gübre sektörüne önemli destek verdi. Birinci Plan 1963 yılında uygulanmaya başladığında 300 bin ton civarında olan yıllık gübre tüketimi, plan döneminin sonu olan 1967 yılında 1,5 milyon tona ulaşmıştı. Bu gelişme, sonraki beş yıllık dönemlerde de hızını korudu ve gübre tüketimi 1973 yılında 2,1 milyon tona, 1978 yılında ise 3,9 milyon tona yükseldi.
Planlı dönem, Türkiye’de yeni gübre fabrikaları kurulması ve gübre sanayisinin gelişmesi bakımından bir dönüm noktası teşkil etti. Özellikle İkinci Beş Yıllık Plan döneminde (1968-1972) büyük kapasite artışları meydana geldi. Bu süre içinde Türkiye’deki gübre üretiminde 8 katını aşan bir artış sağlandı. 1967’de 350 bin ton olan gübre üretim kapasitesi 1972’de 3 milyon tona ulaştı.
Özel sektörün gübre fabrikaları kurmaya ilgi duyması da 1970’lerden sonra oldu. Ne var ki üretim kapasitesinde hızlı bir artış yaşanırken, döviz yokluğu nedeniyle yurtdışından yeterli miktarda hammadde ithal edilememesi ve işletme malzemelerinin temininde yaşanan zorluklar nedeniyle kurulan gübre fabrikaları verimli bir şekilde çalıştırılamadı. Örneğin, 1978 yılında Gübre Fabrikaları A.Ş. tarafından kurulan kompoze gübre üretim tesisi ile birlikte Türkiye’deki üretim kapasitesi 3,6 milyon tona ulaştıysa da, aynı yıl ithalat zorlukları ve planlama eksiklikleri nedeniyle kapasite kullanım oranı sadece %36 ile sınırlı kalmıştı. 1980 yılında ise hammadde temin edilememesi nedeniyle bazı gübre fabrikalarında üretim tamamen durmuştu.
LİDER GÜBRE FABRİKA
Tarımsal sanayi alanında büyük BİR kuruluş olan Lider Gübre’nin gübre üretim tesisi Antalya Organize Sanayi 1.Kısım’da üretime başladı. Kurulduğu dönemde küçük bir gübre üreticisi olan Lider Gübre, sonraki yıllarda kalitesi, yaygın bir satış ağı oluşturması ve dinamik yapısıyla sektörde hızla öne çıktı. Şirketin ilk yıllarında sergilediği başarılı performans sayesinde fabrikanın üretim ve depolama kapasitesi yaklaşık iki katına çıkardı.
Günümüzde Lider Gübre çatısı altındaki gübre firmaları faaliyetlerini sürdürüyor. Yüksek üretim kapasitesine sahip olan Lider Gübre fabrika, geniş ürün yelpazesi ve etkin dağıtım kanalları sayesinde pazar payı itibariyle de sektörde emin adımlar ile ilerliyor.